Beni benden aldı bir çift göz ve billur bir ses-

Dostlar ben yemeyi seviyorum. vallahi müthiş oburum.Serengeti’de açlıktan sırtlana dönmüş aslanın   ceylanların göç yolunu gözlemesi gibi bende oğlak mevsimini beklerim,sonra kıraça mevsimi gelir,domates,köz patlıcan mevsimi gelir,sonra sonra çinekop,sarıkanat,lüfer,kofana,ahtapot derken mevsimler seksen doksan olur,ne bileyim kaç tane? saymıyorum, bana ne? ben yediğime bakıyorum.Bakıyorum da Ahmet Aga’nın öküzü gibi yediğimi unutup doymayı bilmiyorum.
Ahmet Aga’nın  öküzü ile cesametimiz aynı olduğunda doktorum “acilen spor yap,diyetine dikkat et,yoksa yatıp öleceksin”deyince “oğlum, ben zaten senelerdir spor  yapıyorum” dedim .  Hazırcevap bu doktorların hepsi,bunlara hasta olmuycan “o zaman daha fazla yap” dedi.
Doktor milleti ile uğraşılmaz,iki laf daha etsem”senin durum vahim, lavman yapalım” der,sçar ağzıma .
Altta kalmadım yine; ” sen şimdi sigarayı bıraksan bile ben senden 2,5 gün önde olucam” dedim,
Yalan ama olsun o öyle bilsin.Duyunca morardı.
Ohh içimin yağı eridi,diyetin hası bu be.
Ben doktoruma ” spor yapıyorum” diyorum ya,işin aslı şöyle,doktorum tarafından yaratılmış göt korkusundan sonra yazıldığım  salonda  “üyelik  ziyan olmasın”diye gidiyorum spora.Ben israfa oldum olası karşıyım.Et ve balığı bile “ziyan olmasın” diye yiyorum,yemesini bilmeyen alıp ziyan etmesin en azından.Zaten icimde kötülük yok,yemesem ben ziyan olucam gibi geliyor,bilen bilir;pilava hiç dayanamıyorum.pilav üstü pilav yiyesim var.İyi pilav pişirene selam olsun.
Ayıptır söylemesi; bugün kendime diyetten izin verdim,öğlende lokantada oturmuştum”akşama spora giderim şu çıtır pirzolanın yağı  icin 500 metre daha koşarım” diye diye sekiz kilometreye ulaştığımda nasıl olduysa ,iki masa ötemdeki  enfes hatunla gözgöze geldim.
Yarabbim bu ne güzellik;derinden bakan kocaman kahverengi gözler,parmak gibi kirpikler,hokka gibi bir burun,kızılımsı kestane saçlar,utangaç ve solgun gonca dudaklar.
Bi de başıyla selam vermez mi?öldüm bittim lan,ben ölmeyeyim de kim ölsün,masaya oturduğumdan beri  ayı gibi tabağımdaki pirzolaya  kilitlenmişim.Bu güzelliğin farkında olmamışım.Utancımdan öldüm.
Kimdi bu ya,nerden tanıyorum bunu?.Kesin tanıyorum ben bunu bir yerden.Saçı filan mı değişik acaba,ondan mı hatırlamıyorum?.
Başımı öne eğdim.lokmalar boğazıma dizildi ve kibar ayı modunda bitirdim tabağımdakileri ve masadan kalkarken yine baş selamı yaptık birbirimize.Uçtum resmen, günümün geri kalanı güzel gececek galiba.Tam lokantadan çıkarken garson telaşla kaş göz yaptı ,sonra fısıldadı” abi fermuarın açık kalmış”.Hassittir be.Ölsem yeridir.
Allahım yarabbim kimdi o hatun?nereden tanıyorum ben bunu?niye farketmemişim daha önce?
Akşamüstü gittim spor salonuna,salona memur gibi gidip geliyom zaten Allah’ın günü.Elalem üç ayda fit oluyo,ben sadece ifrit oluyorum o ayrı ,yine de gittim işte.
Salonun yaş ortalamasını  her zaman ben yükseltiyorum,itibarım büyük.”Benim akranlarım torun gezdiriyor parkta deyip kasıyorum” kendimi bide.
Salondan içeri giriyorum” ooooo Suat abim gelmişler” figanı ile karşılanıyorum diğer sporcular tarafından.
Bu kadar yavşamalarına ben sebeb oldum bunların.Alayına makara yapıyorum Allahın her günü.Karın kasları sayemde gelişti gencoların.
Atıyorum çantayı dolaba,çıkıyorum kantara,Salondakilerin hepsi başımda.
Fırlamanın biri çıkıyor her zamanki gibi,kantarda okuduğunu bağırmasa olmayacak,
“Suat agamdan 109 kilo ,650 gram,ade be az kalmış”
“Geline mi takcam,damada mı?”
“Aga bugünkü hedef nedir”? diye soruyolar,”bilemem gençler,hedef antrenmanı sağ salim tamamlamak” deyip yüksek kararlılık gösterisi ile koşu bandına geçiyorum,karşımdaki duvarda hem ayna hem Tv var,hemen kanal değiştiriyorum.Spor kanalı açıyorum,hayatta sevmem spor kanalı seyretmeyi ama elim mahkum ne yapayım, bu saatte daha çok yemek programları var.
“kolay gelsin  Suat Bey”diyor yanıbaşımdan billur gibi bir ses.
Amanın bu da kim ?dönüyorum,olamaz, yemekteki hatun.
Böyle bir ses, böyle bir silüet,saçları bağlamış,beyaz eşofmanları,üüü üüf .bakmaya kıyılmayacak bi ceylan var yandaki bantta.Kekeleyip “size de” diyorum.
Allahım bu kadar tesadüf,ilahi bir tesadüf müdür?neler yazdın da ben bilemedim yarab diyorum icimden.
Salon salon olalı görmemiş böyle afet i devran,
Çok hatun kişi geliyor da geneli sabi sübyan lisede anasına dönmüş azimli kızlar var daha çok,Salonun bir duvarı ayna kaplı,bunlar iki dambıl yapıp bir de mekik çektikten sonra  aynaların yanına koşuyorlar , bir endam,iki  göz süzme çekiyorlar orada da.
Bunlardan başka taife daha var,onlar evde temizliği bitirip,ocağı söndürüp salona gelen civar mahalle hatunları   Onlar da öyle suratsız ki akşama kocalarına  çemkirmek icin çene kaslarını geliştirmek icin geliyorlar sanki.Bunların salona en çok devam edeni iki bucuk ay gelip elli gram veriyor zannımca.
Neyse dönelim biz koşu bandına,karnımı içeri çekiyorum,başlıyorum bantta yürümeye.Gözlerimi öyle kısmışım ki aynadan hatunu kesme derdindeyim,Bi kere de gözlügü takıp da binsem ya şu banda.”Hadi be oğlum Suat göster kendini,sık dişini ,üç beş dakka şu koşu bandına dayan”.Derin nefes alıp göğsümü kabartıyorum,içmeseydin ya puşt salona gelirken o sigarayı,içince böyle oluyo işte.ilk üç yüz metreyi yürüdükten sonra 15-20 metre de depar atıyorum.Sonra bayırda kalmış tık nefes şopar beygirleri gibi nefes nefese atlıyorum koşu bandından,
Aklım hala o hatunda, bir yerden tanıyorum ben bunu,kimdi bu kim? kim? kim?içim içimi kemiriyor.
Bisiklete filan binmiyorum artık ,bi kere bindim ve  kendimi aynada gördüm,bisiklet kıcıma kaçmış gibiydi vazgeçtim.Doğrudan ağırlık çalışmalarına başladım,Salonda terliyo insan,bu yüzden suyumu çekiyorum lökür lökür.
Lakin bu spor salonları piç puşt dolu,Yavşağın biri atıldı bugün de,
“Ya Suat abi,sen ağırlığı bırak direk pet şişeye çalış daha iyi” dedi.Neymiş  benim kaldırdığım dambıllar yarım kiloymuş,içtiğim pet  şişe bir buçuk.Seni gidi kazara yapılmış evlat,Bunlar hep böyle,türlü çeşit salon hormonuyla beslenmiş  beyinleri anca bu kadar çalışıyor işte.Çıkar o beyni tak bi serceye kanadını kaldırırsa namerdim.
“konu tekrarı yapıyorum olum,gecen seneden biliyorum bunları” deyip geciştirdim ,efendilik bende kalsın ben konuya odaklanayım en iyisi.
Bir  saat çalıştım salonda,”bir saat”dediysem elli dakika dinlendim,”dinlendim” dediysem boş durmadım gözüm hep o hatunda.Odaklandığım konu bu.
Kim ulan bu kim kim kim kim?İçim içimi yiyor,bu da bir nevi zayıflama şekli aslında.Hem parmağında yüzük filan da yok,olsun bende de yok.
Platonik bir durum değil sanki,o da bana bakıyor ara sıra ,kesisiyoruz böyle böyle,başımda esen kavak yelleri nezle etmese bari,
“Edep yahu,kızın yaşında dombili” dedim kendime.
“Yok lan” dedi icimdeki ses ,”zerre kötülük yok içinde ,olan da terle gitti zaten,çok yordun kendini”.
Spor salonlarına özgü yelkovanı ilerlemek bilmeyen saate bakıp” tamamdır” diyorum”bu günlük bu kadar”
Ağır ağır gidiyorum kantara ,ekip yine sağlam,eyyamcı puştlar topluca eğilip gözlerini dikiyor ibreye ,ulan işiniz gücünüz yok mu sizin?.
O anda salonda koca götlü bi karı da var,sorsan benle akran,yaşı vallahi yalan.kafadan 15 yaş büyük benden hem de kikirik bi şey.”Suat bey bu kez çok çalıştınız,sonucu görelim” diye kikirdiyor ,maksadı fesatlık biliyorum,kendi bi türlü veremiyo kiloları, benim veremeyişime bakıp  sevinecek.
Lafı sokmadan duramıyorum.”Salondan sonra Urfalı’da lahmacun arası bir bucuk dürüm yerken gördüğüm spor arkadaşlarım var” diyorum.Anlayan anlar..
Ayağımı atıyorum kantara,
112 kilo 650 gram.Senin adaletini sinkaf edeyim kantar.
“Ooooo” diyo benim koro “hey Maşallah be,gelişme var”.Koca götlü yine kikirdiyor.Yıldırım gibi bir düşünce geciyor beynimden “ulan, benim yaptığım sporun en azından şu kikirdeğin psikolojisine faydası var,bu da yeter”
Sonra toparlanıyorum.

“Ne gelişmesi beyler,bayanlar iki tane bir bucukluk su içtim ,dopdoluyum”derken koronun arkasındaki afetle göz göze geliyorum,O ne? gözleri dolmuş ,ağlayacak dokunsam.
Başımı öne eğiyorum,bu kez arsızlık etmeyeceğim kantar başındaki fırlamalar yüzünden.
Salondan çıkarken o billur ses ile karşılaşıyoruz,
Billur ama buz gibi bu kez”….. bey,en ümitsiz vakamsınız,geleceğimle oynuyorsunuz yarın sabah bana ugrayın,aç gelin ama, bir kan tahlili isteyeceğim,diyet listenizi gözden gecirelim” diyor.
“Ta, tamam” diyorum, en sevdiği hoca tarafından disipline sevkedilecek ergen tatsızlığındayım.
Ne kızıyorum kendime ,ooofff, offff.
“Senin kör gözüne scayım ben Suat,senin hamurdan yapılmış beynine edeyim ben Suat,bi hatun saçını sarıdan kızıl kestaneye çevirdiğinde tanıyamıyorsun Suat,üç ay bile geçmeden nasıl unutursun,yat öl buracıkta Suat” !
Diyetisyeninizle aynı spor salonuna sakın gitmeyin,lokantada karşılaşmayın,Vallahi çok acı bi şey. iki saattir boğazımdan tek lokma geçmedi,tıkandım lan.Sabah olmaz böyle giderse.
Yarın traş olup gideyim bari.
Oğlum  bak beri,
Baktın sporla olmadı,spor araba alırsın,baktın diyetle olmadı;fırsat ayağına gelmiş işte,aşık olursun be, aşk acısıyla erimeyen mi var? akıllı ol akıllı !.

Reklam